Dil öğrenmenin en önemli aşamalarından ve hatta şartlarından biri, o dili ana dil olarak konuşulan bir ülkede yaşayarak duymak, dinlemek ve kendi bilgisini tatbik etmektir. Eğitimin başarıya ulaşması için uygulama en önemli aşamadır. Dolayısıyla eğer bir şekilde İngilizce öğrenme sürecinin içindeyseniz, öğrendiğinizi kullanma imkânı veren bütün fırsatları değerlendirmelisiniz. İşte Work and Travel size böyle bir fırsat veriyor.
Work and Travel programı İngilizce pratiği yapmanız için bir fırsat olsa da, çalışacağınız bütün işlerin ve pozisyonların sizin için bir dil kursu görevi göreceği sonucuna varmak hatalı olacaktır. Böylesine hatalı bir beklentide olmanız durumunda çok geçmeden mutsuz olmaya başlar, boşuna bu kadar para verip buralara gelmişim dersiniz ki bu en çok duyulan eleştirilerden biridir. Oysa Work and Travel size sadece çalışırken konuşma değil, İngilizce konuşan bir ülkede yaşama deneyimi vaat etmektedir. İşin ironik tarafı ise, belki de en az konuşmanız gereken saatlerin çalışma saatleriniz olabileceğidir!
Bir düşünün, en son ne zaman bir kafede çay içerken garsonunuzla oturup muhabbet ettiniz? Ya da lunaparkta size bilet satan gişe görevlisiyle dertleştiğiniz oldu mu hiç? Peki olaya bir de diğer pencereden bakalım. Acaba ilk örnekteki garsonun ya da gişedeki görevlinin patronu, çalışanının sizinle oturup muhabbet etmesini hoş görür müydü sizce? İşte bu yüzden WAT programını çalışırken insanlarla konuşup, İngilizce pratik etme fırsatı olarak algılamak çok büyük bir hata olacaktır. Çalışma saatleri içinde odaklanmanız gereken şey göreviniz olacaktır. Konuşsanız bile, bu sadece görevinizin gerektirdiği konuşmalardan öteye gitmeyecektir.
Peki ben nasıl İngilizce pratiği yapacağım! diye soran arkadaşlarımıza, günün sadece belli bir bölümünde çalışacaklarını hatırlatmak isteriz. Is saatleri dışında da geride koskoca bir zaman dilimi var demektir. Size ait olan, arkadaşlarınızla gezeceğiniz, dilerseniz İngilizcenizi geliştirdiğinizi iliklerinize kadar hissedeceğiniz saatlerdir bunlar. Tabii ki, arkadaşlarınız derken, Türk arkadaşlarınızı kastetmiyoruz. Amerika’da kaldığınız sürece mutlaka diğer ülkelerden arkadaşlar edinmelisiniz. İngilizcenizi ilerletmek istiyorsanız, Türkçe kullanımınızı en az seviyeye indirmelisiniz. Ve sakın unutmayın: dilinizi geliştirmek demek, sadece dinlemek değil, ayrıca konuşmak demektir. Diğer ülkelerden olan arkadaşlarınızla kendinizi çok rahat hissedecek, tutukluğunuzu kolayca atacaksınız. Kısa bir sure sonra Amerikalılar ile konuşurken de kendinizi ne kadar rahat hissettiğinizi görünce çok şaşıracaksınız.
İngilizce pratiği yapmak demek, sadece sürekli İngilizce konuşmak demek de değildir. Dil bir kültürdür. Daha doğrusu bir kültürün somutlaşmış halidir. Sokakta yürürken, tabelalara bakarken, trafik ikazlarına bakarken, restoranda menü okurken, radyo dinlerken, otobüs durağında arkanızdaki çifte kulak misafiri olurken farkında bile olmadan İngilizceye aşina olacaksınız. İşte Work and Travel İngilizceyi böyle öğretir.
Sonuç olarak; İngilizce pratiği yapmak için en uygun, ekonomik ve gerçek çözümlerden biri Work and Travel programıdır. Bu süreci iyi değerlendirmeniz durumunda İngilizce konuşma seviyenizin her geçen gün iyileşecektir.
Armada Grandee | Work And Travel |
WAT | Work and Travel İngilizcemi Geliştirir mi? |